7 Ağustos 2013 Çarşamba

5 Ağustos - Siegen

Kardeş izci grubumuzun küçük ama sevimli şehri Siegerland’dan herkese merhabalar,

Bugün hepimiz 10 günlük yorucu kampın yorgunluğunu üzerimizden atmış bir şekilde uyandık. Aile yanındaki ilk gecemiz oldukça güzel geçmişti. Duşumuzu almış, derin bir uyku çekmiştik. Sabah, yanında kaldığım ailenin misafirleri vardı. Sanki bir Türk ailesi gibi tüm aile kahvaltı için toplanmıştı. Hep birlikte güzel bir kahvaltı ettikten sonra saat 11.00 gibi Siegen belediyesinin önünde gömleklerimizi giymiş bir biçimde buluştuk. Sakarya’nın her gelişinde yaptığı gibi bu sefer de belediye başkanını ziyaret edecek, hediyelerimizi verecektik. Ancak bu sefer de 4 yıl öncesinde olduğu gibi belediye başkanı  yoktu. 
Liderlerimiz belediye başkanının temsilcisine hediyelerimizi verirken

Onun yerine yardımcısı, Sakarya ve Hubertus’un 24 yıllık kardeşliğiyle ilgili sıcak bir konuşma yaptı, iyi dileklerini diledi. Ardından Sakarya adına Batuhan Abi, Hubertus adına da Pumba teşekkürlerini iletti. Hediyelerimizi verip, oradan ayrıldıktan sonra Hubertus’un bizim için seçtiği güzel bir restorantta öğle yemeğimizi yedik ve akşam tekrar buluşmak üzere serbest zamanımızı değerlendirmeye başladık.
İzcilerimiz öğle yemeklerini kardeş izcilerimizle keyif içinde yerken

 Malesef ben ve obam Hubertus’a verilecek hediyelerde bir sorun çıktığı için bir süre onunla uğraştık. Yine de şehri gezmeye ve alışveriş yapmaya zamanımız kalmıştı. Şehri bir de gece görmemiz için Hubertus bir gece turu hazırlamıştı. 3.Baltazar adında, çok eskiden burda yaşamış biri olarak giyinmiş bir karakter rehberimizdi. İkinci Dünya Savaşı’nda oldukça zarar gördüğü için Siegen’da çok eski, tarihi yapılar yok ancak Baltazar bildiği eski hikayeleri anlatarak, bazen bizleri de bu hikayelerin içine katarak bizlere keyifli anlar yaşattı. Tur bittiğinde saat 23.00 e geliyordu. Artık herkes çok yorulmuştu. Biz de evlere dağıldık çünkü yanında kaldığım ailenin küçük oğlu Till’in bir hayli uykusu gelmişti.

Sevgiler

Ayşenur Özcan’16

4 Ağustos - Bundeslager, Siegen

Siegen yolundan hepinize merhabalar,
Bundeslager dün akşam resmen sona erdi. Adını Alman İzci Birliği diye Türkçeye çevirebileceğim BdP’nin dört senede düzenlediği bu federal kamp, gezimizin en önemli kısmını oluşturuyordu. Sakarya için artık bir gelenek haline gelen ve bu sene onuncusu düzenlenen Bundeslager’den alnımızın akıyla ayrılıyorduk. Şarkı yarışmasında dördüncü olmuş, uluslararası günde ülkemizi başarıyla temsil etmiş ve Türk Gecesi’nde bayağı eğlenmiştik.
Bugün tüm yapmamız gereken her şeyi toplayıp otobüse yüklemek ve kardeş izci grubumuz Hubertus’un yanına Siegen’a gitmekti. On günlük kampın yorgunluğuyla “Ha gayret!” diye toplanmayı bitirdik ve 11.30’da her şeyi otobüse yüklemiş olarak yola çıktık. Çoğumuz yorgunluğun da etkisiyle tüm yolu uykuda geçirdi. Yoldaki ilk durağımız olan Köln Havalimanı’na vardığımızda aramızdan ayrılacak olan yeni mezun izcilerle vedalaştık.
Bir saat sonra Siegen’a vardığımızda saat 16.00 olmuştu. Hızla eşyalarımızı indirip bazılarını Hubertus’un izci evine taşıdık. Daha sonra sıra evlere dağılmaya geldi. Hubertuslu izcilerin aileleri bizi tıpkı Steinadlerli izcilerin aileleri gibi yani tıpkı kendi ailemizmiş gibi sıcak ve sevecen bir şekilde karşıladı. Kısa bir yolculuğun ardından evlerimize vardığımızda herkes duşlara hücum etti, kokusu ailelere gitmeden kirlileri çamaşır makinesine attı ve güzel bir yemek yedikten sonra yataklarında uykuya daldı.


Ramazan Burak Karagöz ‘16

3 Ağustos - Bundeslager

Herkese merhaba,
Bugün kampın onuncu ve son günü, kimileri için oldukça heyecanlı, kimileri içinse beklentinin belki de biraz altında kalan kamp bugün sona erdi.
Türk gecesi (Türkischer Abend), Uluslararası gece (Internationaler Abend), şarkı yarışması, izcilerimizin çıktığı yürüyüş ve daha nice aktiviteyle yorucu ama güzel bir kampı geride bıraktık. Kampta izcilerimiz kardeş izci grubumuzla arkadaşlığımızı ilerletme fırsatı buldu, bir yandan da gezinin geneline oranla biraz fazla çalışmak zorunda kaldığından yoruldu. Neyse ki bundan sonra gideceğimiz Siegen’da kardeş izci grubumuzdan izcilerin aileleri ve dolayısıyla rahat bir yatak, duş ve çamaşır makinesi imkanları bizleri bekliyor.
Bundeslager ’13 – Weitwinkel, benim bulunduğum ikinci Bundeslager kampı olduğundan tam olarak beklediğim gibi ve güzel bir dinamik içinde geçti. Kampta lider olarak bulunmak benim için çok yeni ve iyi bir tecrübe oldu, eminim ki izcilerimizin de hayatlarında bu kamp çok önemli bir yer tutacaktır.
Yarın öğlen kamptan çıkış yapacağımızdan, bugün kampı toparlamaya başladık. Günümüzün bir kısmı serbest zaman dahilinde kampın son kez tadını çıkararak, bir kısmı da kamp alanımızdaki eşyaları toparlayarak geçti. İçinde kaldığımız Alman çadırlarını (Kohte) toplayıp gece hep beraber büyük siyah çadırlarda (Jurte) yatacaktık. Ara sıra yağan şiddetli yağmura rağmen, toparlanmak kolay oldu. Kampta birçok malzeme ve yemeği kullandığımızdan malzemelerimizde hayli azalma olduğunu ve otobüsümüzde bir sürü yer açıldığını da söylemek lazım.
Sakarya İzcileri Bundeslager'in kapanış töreninde


Bugün, kampta gerek yeni tanıştığımız insanlarla vedalaşmak için, gerek de yeni insanlarla tanışmak için son şansımız olduğundan, izcilerimizin hepsi bir hengame içinde koşturuyordu. Fazladan getirdikleri Sakarya fularlarını kamptaki farklı ülkelerden izcilerle değişmek için uğraşan Sakaryalıların çoğu, gün sonunda ellerinde İsveç, Polonya, Kazakistan ve daha birçok ülkeye ait fularla çantasını yerleştirme telaşı içindeydi.
Bu son günün akşamındaysa, kampın kapanışı için tüm kamp ana sahnenin önünde kapanış seramonisini izlemek üzere toplandı. Kamp organizasyonu tarafından hazırlanan skeçler, farklı ülke ve eyaletlerden izcilerin veda sözleri ve birkaç şarkının ardından, 4500 küsür kişi önceden dağıtılan mumlarını yaktı. Uğraşsak tek tek sayabileceğimiz milyonlarca yıldızın altında yanan binlerce mumun ışığında, kampın resmen sona ermesi için geri sayım başladı ve kamp yönetimi üçe kadar saydığında herkes aynı anda mumunu söndürdü. Bu güzel atmosferin ardından devasa kamp ateşi yakıldı ve izcilerimiz, çoğu için bir ilk olacak kadar büyük bir kamp ateşinin en önünden Bundeslager ‘13’e veda etti.



İzcilerimiz büyük kamp ateşi önünde hatıra fotoğrafı çekinirken

Bundan sonraysa, kampın son gecesi olması şerefine sınırsız serbest zaman verildi ve herkes, çeşitli izci şarkıları eşliğinde kampta açılan çadırdan kafelerde pizza veya sosisli yedi, edindikleri Alman arkadaşlarıyla veya kendi aralarında sohbet etti ve son kez kampın  tadını çıkardı. Ardından ise kardeş izci grubumuzla, 50 kişi ile bir arada, 3 Jurte’nin altında uyumaya çekildik.
Bundan sonrası ise, az önce dediğim gibi, kardeş izci grubumuz Hubertus’un şehri Siegen. Orada henüz tanışamadığımız, veya izcilerimizin henüz tanımadığı güzel insanlar; yemeklerini hazır etmiş hevesle bizi ağırlamayı bekleyen Alman aileler ve ardından gezilmeyi bekleyen birçok şehir ve ülke var. Evlerimizi özledik, evet, ama ondan önce biraz da otobüsümüzü özledik. Daha eve gelmemize 10 gün var ve Avrupa’nın Sakarya izcileri tarafından keşfedilmeyi bekleyen birçok köşesi var.
Umarız ki önümüzdeki 11 gün de, geçirdiğimiz 27 gün kadar güzel geçer. Ailelerimize duyduğumuz özlem yavaş yavaş artarak kendini gösterse de, izcilerimizin yüzündeki gülümsemenin hiç azalmaması dileğiyle...

Melike Softa ‘12

2 Ağustos - Bundeslager

 Başka bir unutulmaz BuLa gününden selamlar,
Dün gece müziğe doyan bizler bu sabah erken uyanıyor ve güne çok enerjik başlıyoruz.Tepemizde mavi gökyüzü ve parlayan güneş eşliğinde Hubertus ile birlikte kahvaltımızı yapıyor ve alt kampların etkinliklerine kitapçığımızdan göz atmaya başlıyoruz.

Bütün izci gruplarının ait olduğu eyaletlerin farklı aktiviteleri var ve biz de Hubertus'un yer aldığı Nordrhein - Westfalen eyaletine bağlı diğer Alman izci gruplarıyla Landesverband süresince zaman geçirmeyi planlıyoruz. Ne var ki Landesverband'daki etkinliklerin yeterince eğlenceli olmadığını düşünüyoruz ve kendi Jurtemizde şarkılar söylemeye başlıyoruz. Hepimiz kampın bu gününü "boş" olarak nitelendiriyoruz ve dün geceden uykusunu alamamış bazı arkadaşlarımız öğlene kadar uyumayı tercih ediyor. Herkesin bir şekilde geçirdiği bu zaman öğlen yemeği zamanının gelmesiyle kesintiye uğruyor. Öğle yemeğini yedikten sonra benim içinde bulunduğum bir grup ellerine matları, şarkı kitaplarını ve gitarı alıp ormanda şarkı söylemeye devam ediyor. Ancak bu sefer şarkı seçimi yaparken Jurtenabendlarda görece az çalınan şarkıları çok daha fazla tercih ediyoruz. Bunun sayesinde görüyoruz ki, şarkı kitaplarımızda henüz keşfedilmemiş bir cevher yatıyor. Şarkı söyleyerek geçirdiğimiz bu zaman diliminden sonra akşam yemeğini yemek üzere Cafe Noir'in önünde yemek pozisyonu alıyor ve dua ettikten sonra afiyetle yemeğimizi yiyoruz. Yemekten sonra Landesverband etkinlikleri daha eğlenceli bir hal alınca biz de toplu olarak bu etkinliklere katılıyoruz. Bu kapsamda bolca vakit geçirirken bir yandan da Güney Afrika gibi Almanya dışından gelen izci gruplarıyla tanışıp onlarla arkadaşlık kurmayı ihmal etmiyoruz.

Landesverband etkinlikleri sona erdikten sonra kamp alanına dönüyoruz ve Abendrunde'den sonra bazılarımız uyumayı tercih ederken bazılarımız geç saatlere kadar cafelerde zaman geçiriyor. Kampın sondan 3. günü de böyleydi. Herkese iyi günler !

Umut Dörücü '16

1 Ağustos - Bundeslager

 Merhabalar,
Bu sabah hepimiz bir önceki günün yorgunluğu üstümüzde olsa da tatlı bir heyecanla uyandık.Heyecanımızın sebebi şarkı yarışmasıydı. Kahvaltıdan hemen sonra provalara başladık. Bir süre birlikte çalıştıktan sonra koro serbest kaldı, biz enstrümanlar olarak çalışmaya devam ettik.Öğle yemeğine kadar çalıştık. Yemekten sonra küçük bir ara verildi. Bazılarımız saçını yıkadı, bazılarımız kıyafetlerini değiştirdi. Saat 3'te hepimiz sahne kostümümüz olan gömleklerimizi giymiş bir şekilde son provaya hazırdık. Son provalarımızı yapıp ön elemenin gerçekleşeceği kafeye doğru yola çıktık.,


İzcilerimiz Ele Güne Karşı ve Arkadaşım Alman şarkılarıyla Sakarya'yı büyük finalde temsil ediyor

Ön elemeye katılan 9 grup vardı ve bu 9 gruptan 4'ü akşam büyük finalde sahneye çıkma hakkı kazanacaktı. Bizden önce çıkan gruplar biraz gözümüzü korkuttu.Ama sıra bize geldiğinde korkumuzu yenip sahneye çıktık.Sahne bizim için biraz küçüktü ancak bir şekilde sığıp sahneye çıkmayı başardık. Aslında her şey çok güzel başlamıştı ta ki  sıra Arkadaşım Alman şarkısınına arasına sıkıştırdığımız Hücum Marşı'na gelene kadar. Tek tek tüm enstrüman çalanlar olarak hata yaptık. Hepimiz şarkıyı bir yerlerden yakalamaya çalıştık ancak bir ara kimse hiçbir şey çalmadığı için biraz zor oldu. Moralimiz biraz bozuk olsa da sahne gerginliğimiz bittiği için rahat bir şekilde son iki grubu dinlemek üzere yerlerimize geçtik.Sıra son gruba geldiğinde hepimiz ufak bir şok yaşadık. Bir anda izleyicilerin neredeyse hepsi kalkıp sahneye çıktı.Bize küçük gelen sahne onlara tabiki yetmeyeceğinden kafenin bir kenarına yerleştiler. Yaklaşık 100 - 150 izciden oluşan bu grup bir izci grubuna değil bütün bir eyalet izcilerine aitti. Çok başarılı bir performans sergilediler. Onlar da sahneden inince heyecanlı bekleyiş başladı. 10 - 15 dakika sonra açıklanan sonuçlara göre ilk 4 performans arasına girmiş ve büyük finale çıkmaya hak kazanmıştık. Finale 4. olarak çıkmış olsakta haticeye değil neticeye bakıp çok sevinmiştik. Özellikle biz enstrüman çalanlar olarak gururumuzu kurtarma imkanı bulduğumuz için çok sevindik. Saat 8 deki finale kadar çalışmak için kampa geri döndük. Yemeğe kadar çalıştık. Yemek yerken geç kaldığımızı fark edip tabağı çanağı olduğu gibi bıraktık ve büyük sahneye koştuk. Sıralamaya göre 2. kategorinin 3.sü olarak sahneye çıkacaktık.

Sıramızı beklerken diğer grupları dinlemenin keyfine vardık. Kamp şartlarına göre çok profesyonel bir ses sistemi kurulmuştu. Sahnedeki en ufak fısıltının bile izleyicilere iletilebiliyor oluşu açıkçası beni korkuttu. Sahneye çıktığımızda gördüğümüz görüntü bile korkunçtu. Binlerce izleyici vardı. Bu kadar büyük bir kitleye karşı şarkı söylemek bir daha hiçbirimizin başına gelemeyeceğinden sahnede tadını çıkarmak için elimizden geleni yapmaya başladık. Arada hatalar yapsak da ön elemedeki gibi bir sessizlik olmadan şarkıyı tamamladık.

Sonuçlar açıklanmaya başladığında 2. ve 3. olamadığımızı öğrendik. Her ne kadar dereceye giremediğimizi anlamış olsakta " Acaba 1. miyiz?" şüphesi aklımızdan geçti. Maalesef hissimiz doğru çıktı ve 4. olduk. Yine de bu sonuca çok sevinemedik. O sahneye çıkmak ve o heyecanı yaşamak hepimiz için daha değerliydi.

Biraz uzun oldu farkındayım ama benim için kampın en keyifli günü bugündü. Gece geç saatte yatmamız için verilen izni kullanmayıp erkenden yatmaya giderken yorgunluğum bile bana tatlı geldi.

Ada Örken ' GSL 146

31 Temmuz - Bundeslager

 Bundeslager 2013'ten sevgilerle,
 Bugün Bula'nın 7. günü olmakla beraber Türkischer Abend günü olduğu için bizim için ayrı bir önem taşıyordu.Akşam için hazırlıklara sabahın erken saatlerinde başladık. Akşama kazanlar dolusu bulgur pilavı, piyaz, cezerye, çerkes tavuğu, komposto, mercimek köftesi ve kemalpaşanın hazır olması gerekiyordu. Havuçlar rendelenmeye, elmalar doğranmaya, domatesler küp küp kesilmeye başlandı.
İzcilerimiz Türk Gecesi için hazırlık yaparken


Türk Gecesi'nin koordinatörlüğü bizde olduğu için bu süreç, bizim için ayrı bir yorucu geçti.Yemeklerin yanında akşama oyunlarında hazırlanması gerekiyordu. Bu yüzden bir ekipte dans ve acı yeme yarışması, bilek güreşi ve Karagöz - Hacivat için hazırlıklara başladı. Son yarım saate girdiğimizde tek sorun Kemalpaşa'nın hazır olmamasıydı ancak bu sorunu da kardeş izci grubumuz Hubertus'un büyük ocakları sayesinde hallettik.

Kardeş izci grubumuz Hubertus ve liderlerimizden Hakan abi Türk Gecesi için bizlere yardım ediyor
 Saat geldiğinde beklediğimizden daha kalabalık bir grup gelmişti kafemize. Bu da bizi çok mutlu etti. İnsanlar hem onlar için hazırladığımız yemekleri beğenmişlerdi hem de Türk kültürüne oldukça ilgi duyuyorlardı. Yemeklerden sonra sırasıyla acı yeme yarışması, dans gösterisi, bilek güreşi ve Hacivat- Karagöz sergilendi. Günün sonunda hepimizde tatı bir yorgunluk ve başarılı geçen bir günün sevinci vardı.

Mehmet Hakan Kurtoğlu '14


İzciler Türk Gecesi için kafede son hazırlıklarını yaparken

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Bilgilendirme

Almanya'dan sevgilerle,

Bundeslager süresince kamp alanında internet erişimimiz olmadığı için uzun bir süre günlüğümüzü güncelleyemedik. Fakat şu anda Siegen'da ailelerle birlikteyiz, buradayken günlüğü her zaman olduğu gibi olabildiğince çabuk bir şekilde güncellemeye devam edeceğiz Bu gecikme için özür diliyor ve anlayışınız için teşekkür ediyoruz.

Günlük Ekibi

30 Temmuz- Bundeslager

Herkese Bula’nın 6.gününden sevgilerle,

Sabaha her zamanki gibi ne yapıcağımızı görüşerek başladık. Sonra bol besinli kahvaltımızı ederek 
hazırlanmaya başladık. Bugünü diğer günlerden biraz daha farklı geçirecektik. Kamp alanının biraz dışındaki havuza gidecektik. Havuz öncesi yaptığımız yürüyüşle sabah sporu yaptık denilebilir. Sonrasında da uzun zamandır yapmadığımız bir şeyi yapıp birlikte havuza girdik, plaj voleybolu oynadık. Aynı zamanda da havuzda hem yürüyerek hem eğlenerek çok güzel vakit geçirdik. Hepimizin aynı benim hissetiğim gibi tazelenmiş hissettiğine eminim. Ordan sonra da yine bir yürüyüşle kamp alanımıza döndük.

Akşam bizi eğlenceli bir gece bekliyordu. Kardeş izci grubumuz Hubertus’la Jurtede eğlenceli bir yarışma yaptık. Doğru söylemek gerekirse bu kadar eğleniceğimizi tahmin etmiyorduk. Ayrıca bizim için farklı bir yarışmaydı. O yüzden oyunları öğrenip ileriki kamplarımızda bunu kullanmanın çok daha güzel olacağını düşündük. Yorucu ve bir o kadar da eğlenceli bir günün ardından şimdi yatmaya gidiyoruz.

Hepinize iyi geceler...


Melike Sarı ‘13

29 Temmuz- Bundeslager

Fahrtın ikinci gününden herkese merhabalar,

Önceki günki yürüyüş ve havuz sefasının ardından yağmur sesleriyle Fahrtın ikinci gününe uyandık.
Yanımızda kahvaltılık malzemelerimiz olmasına rağmen hepimiz çevredeki markete uğramayı tercih ettik. Ayrıca dönüşte buluşacağımız kampın yakınlarındaki gölün kenarında atıştırmak için birkaç abur cubur da yanımıza almayı ihmal etmedik. Kahvaltının ardından yaklaşık 3-4 saat sürecek bir yürüyüşe başladık. 3 saatin ardından otobana çıktığımızda 2 kilometre sürecek bir yol için otostop çekmeyi denedik. Bir düzine araba yanımızdan geçip bizi umursamayınca göle kadar yürüdük. Gölün kenarına vardığımzda insanlar matların üstüne uzanmış abur cubur yiyip, gülüp eğleniyorlardı. 2 saat gölün kenarında dinlendikten sonra kampa giriş yaptık.

Kampta işler yine bizi bekliyordu. Herkes görevine dağılıp bitirdikten sonra akşamki Fahrt dönüşü kutlama programına başladık. Her oba kendi hazırladığı skeçleri sundu ve her oba açısından Fahrtın nasıl geçtiğini gösterdi. Programdan sonra kalan zamanda kampın içindeki kafeleri dolaşıp yorgunluk nedir bilmeden eğlenmeye devam ettik.


Zeynep Nuhoğlu GSL’46

28 Temmuz- Bundeslager

Kamp dışı gezimizin ilk gününden herkese merhabalar,

Bugün yine kampta hergün olduğu gibi erkenden kalktık ve kahvaltımızı ettik. Hızlı bir kahvaltının ardından, bir gecesini kamp dışında geçireceğimiz Fahrt’a (gezi) hazırlandık. Fahrtta yiyeceğimiz yemekleri hazırlamamız için Hubertus bize daha önce görmediğimiz bir mini ocak-tencere seti verdi. Bunları da çantamıza koyduktan sonra obalar on beşer dakika ara ile yola çıktı. İki günlük rotamız kamp alanından başlayıp bir köye gidiş ve başka bir yolla yine kampa dönüştü.
İzcilerimiz havuz başında
Ormanı geçmemiz yaklaşık 2.5 saat sürdü. Yol üstünde öğle yemeği olarak sabah hazırladığımız sandiviçleri yedik. Geziye başlamadan önce köyde bir havuz olduğunu öğrenmiş ve planımızı buna göre yapmıştık. Saat 2 gibi bütün obalarla havuzda buluştuk ve günün yorgunluğunu havuzda serinleyerek giderdik. Bir süre yüzdükten ve atlama kulesinden atladıktan sonra havuzun kafesinde oturduk. Bu arada acıkan arkadaşlarımız bir şeyler atıştırırken bazılarımız da voleybol oynadı. Bir süre daha oturup sohbet ettikten sonra kampta bulamadığımız bir duş ortamında sıcak bir duş keyfi yaptık. Hepimiz kuruduktan sonra geceyi nerede geçireceğimizi düşünmeye başladık. İlk olarak hep beraber ormanda yanımıza aldığımız çadırlarda kalmayı düşündük, ancak ormanda ateş yakmanın yasak olduğunu öğrenince köyde kalmaya karar verdik. Kafede çalışan bir Alman bize köyde bir parkın içinde çardakta kalabileceğimizi söyledi. Havuzdan yaklaşık 5 dakikalık bir yürüyüşle geceyi geçireceğimiz yere geldik. Çardağı bizden önce gelen Alman izciler kapmıştı. Biz de çardağın tam karşısında kalan, üstü kapalı eski bir sahneye yerleştik. Daha sonra çevredeki evlerden çay ve su alıp akşam yemeğimizi pişirmeye başladık. Yemekte makarna ve patates püresi topları vardı. Yemeği yedikten sonra etraftaki evlerden topladığımız çayları yaptık ve yatana kadar çaylar eşliğinde sohbet ettik.

Geceyi geçirdiğimiz sahne önünde izciler

Deniz Önder’16

27 Temmuz- Bundeslager

Herkese merhabalar,

Kampta geçirdiğimiz iki yorucu günden sonra bizi bir yorucu gün daha bekliyordu. Bugün “Internationaler Abend (Uluslararası Akşam)”ın gerçekleşeceği gündü. Ancak akşama kadar yapılacak başka işler de vardı. Bunlardan biri de teması sirk olan altkampımızda açılacak panayır için yapılması gereken tesisleri kurmaktı. Yapmamız gereken bir salıncak, bir balon dartı, bir de teneke kutu devirme tesisi vardı. Salıncak kurulması güç gerektiren bir tesis olduğu için salıncağı erkeklerin kurmasına karar verildi. Biz de odunlarımızı alıp salıncağı kurmaya başladık. Yaptığımız kapıdan sonra işimizi bu sefer garantiye aldık. Biz salıncağı kurarken grupbaşımız Berksoy Bilgin abimiz ve mezun izcilerimizden Ulaş Abi ve Ayşe Abla kampımızı ziyarete geldiler. En son Berkoy Abi ve Ulaş Abinin de yardımlarıyla salıncağı kurmayı bitirdik. Kampın teknik ekibi de gelip kontrolünü yaptı ve salıncağımıza onay verdi.
Bundeslager 2013'te izcilerimiz
Bu sırada akşam olmuştu ve biz de son hazırlıklarımız yapıp “Internationaler Abend”daki yerimizi aldık. Bu akşamın benim için başka bir anlamı daha vardı, çünkü ben de “Külhanbeyi” kılığına girecektim. Bizimkiler kılığımı beğendi, ancak yabancıların bana bakışları biraz korkmuş gibiydi. Yine de benim oradaki varlığım iyi olmuş gibiydi. Benim dışımda bir de Nasreddin Hoca ve eşeği vardı. Tabii ki onlar daha fazla ilgi çektiler ve beğenildiler. En sonunda insanlar azalmaya başladılar ve akşam bitmiş oldu. Biz de eşyalarımızı toplayıp kamp alanımıza döndük. Bir günün daha sonuna gelmiştik.
Uluslararası Akşam açılışı
Görüşmek üzere


Hira Yiğit Demirkol ‘14

26 Temmuz- Bundeslager


Kamptan selamlar herkese,

Henüz önceki gün varmış olmanın verdiği yorgunluğun ve sıcağın omuzlarımıza bindirdiği rehavete rağmen sabahın ilk saatlerinde odunlarımızı kaptığımız gibi tesis yapımına geçtik. Erkekler üç metrelik odunları birbirine bağlayadursun, kızlar da otuz gömleğe otuz tane armayı dikmekle meşguldü, mağlum annelerimizin yokluğunda. Bu manzara bana bir Viking köyünü anımsattı. Öğlene doğru dörder odundan oluşturduğumuz iki kule ve üzerlerine çektiğimiz bayraklar kampımız için bir kapı görevi görüyordu. Gelgelelim, mükemmeliyetçiliği ile tanıdığımız kampın teknik ekibi bu tesisi ziyaret etmeye geldiğinde yeterince sağlam olmadığına karar verdi ve acımasızca yıktı. İstediğimizde onlardan ipuçları ve malzemeler (benzinle çalışan yer delici matkap) alabileceğimizi de eklediler.

Saat 2 sularında altkampımız HUÄRÜÜ’nün açılışı vardı. Bavyeralı izcilerin çoğunluğu oluşturduğu bu alt kampın konsepti bir sirki andırıyor. Etrafta palyaçolar, jonklörler, şaklabanlar görmek mümkün. Sirkimizi açtıktan yarım saat sonra bayraklarımızı aldık, gömlek ve pantolonlarımızı giydik ve neşeli bir şekilde diğer gruplarla beraber yürümeye başladık. Doğrusu, tüm gözler üzerimizdeydi.
İzcilerimiz altkamp açılışında
Açılış tam anlamıyla bir şölendi. İlk önce 10. BuLa kutlandı. Bu kamp ayrıca önem teşkil ediyor, çünkü Immenhausen kenti Alman izci birliği BdP’nin merkezi aynı zamanda. Bu nokta da vurgulandıktan sonra yabancı izci grupları selamlandı. Akabinde orkestranın müziği eşliğinde altkamplar tek tek sunuldu. Herkesin sunumu enfesti. Immenhausen belediye başkanının konuşmasından sonra da geri sayımla birlikte BuLa 2013 Weitwinkel kampı başlamış oldu.
Resmi kamp açılışı
Harikulade arkadaşlıklar ve muazzam deneyimler bizleri bekliyor. Öpüyoruz hepinizi.


Giray Özşeker ‘13

25 Temmuz- Bundeslager

Öncelikle herkese BuLa’dan kucak dolusu sevgiler,

Bizi 3 gündür evlerinde ağırlayan ev sahipleriyle son kahvaltımızı yaptık ve son temizliklerimizi de hallettikten sonra otobüse doğru yola çıktık. Otobüse vardığımızda bizi Wiesbaden’da misafir eden Steinadler izci grubuna teşekkür ederek hediyelerimizi verdik ve onlarla vedalaştıktan sonra Sakarya İzci Grubu’nun yedinci kez katılacağı ve birçoğumuzun hayallerini süsleyen Bundeslager’e gitmek amacıyla otobüsümüze yerleştik.

Yaklaşık olarak 3 saat süren yolculuğun ardından BuLa’nın gerçekleşeceği yer olan Immenhausen’a vardık. Buranın doğası muhteşemdi. Herkes daha kurulum aşamasındaydı, biz de eşyalarımızı otobüsten indirerek kendi alt kampımızda kuruluma başladık. Kurulum ne kadar yorucu olsa da mutluyduk...

Hubertus ile beraber kullandığımız Jurte tipi çadırlar

Barış Kitay’13

24 Temmuz- Wiesbaden

Merhabalar,

Wiesbaden’da bugün 2. Günümüz. Bugünün planında Frankfurt’u gezmek vardı. Sabah kalktığımızda öncelikle hepimiz birer duş aldık. Kahvaltı için aşağı indiğimizde karşımızda mükemmel bir masa vardı. Şu ana kadar yaptığımız en iyi ve en zengin ve en muazzam ve en büyüleyici... sanırım masayı övmeyi bitiremeyeceğim. Masada kısaca yok yoktu. Daha sonra buluşma saatini yanlış bildiğimizi öğrenip aceleyle evden çıktık.

İstasyona vardığımızda Steinadler’den iki kişinin bizi beklediğini gördük. Grup çoktan gitmişti. Bizim gibi geç kalan Hakan’ların da bize katılmasıyla yola çıktık. Frankfurt’ta grupla buluşup Main Tower’ın terasından manzarayı seyrettik. Bütün Frankfurt ayaklarımızın altındaydı. Bir sürü fotoğraf çektirdikten sonra aşağı indik. Main kıyısına kadar şehrin içinden yürüdük. Kıyıya vardığımızda yanımızda getirdiğimiz pretzelleri ve peynirleri yemeğe başladık.

Yemekten sonra ise Frankfurter Dom’a gittik. Yeni gotiğin önemli eserlerinden biri olan bu katolik kilisesi gerçekten etkileyiciydi. Burayı da gezdikten sonra alışveriş merkezine gidip yarım saat etrafta gezindik. Yarım saat sonra ise herkesin buluşma yerine gelmesiyle trene doğru yola çıktık.

Tren yolculuğunun ardından Wiesbaden’a vardık. Yarın kamp olması sebebiyle hazırlık yapmamız gerektiğine karar verdik ve eve döndük. Eve girdiğimizde odamıza çıktık ve eşyaları bırakıp biraz soluklandıktan sonra yemeğe indik. Yemek her zamanki gibi muhteşemdi ve hepimiz yine tıka basa doyduk. Yemekten sonra çoktan yıkadığımız kurumuş çamaşırlarımızı alıp odamıza çıktık.

Çanta hazırlama işine girmeden evinde kaldığımız Holger ile beraber biraz internette takıldık. Daha sonra kamp hazırlıklarımızı yapmak üzere odamıza çekildik. Yarın uzun bir kampın başlangıcı bizi bekliyor bu yüzden şimdi hazırlanmalıyız.

Wiesbaden’dan sevgiler

Uygar Tarakcı’14 

23 Temmuz- Wiesbaden

Wiesbaden’dan selamlar,

Kaldığımız evin rahatlığıyla 2 haftadır uyuduğumuz en iyi uykudan uyandım bugüne. Uyanır uyanmaz sırayla duşlarımızı alıp kahvaltıya indik (Sırayla duşa girmemiz biraz vakit aldı, evde 6 kişi (Burak, İlayda, Kaan, Uygar, Zeynep ve ben) kaldığımızı da düşünürsek J ).  Kahvaltı, kendi adıma konuşmam gerekirse, uzun zamandır gördüğüm en lezzetli kahvaltılardan biriydi (Tabii bunda 2 haftadır yollarda olmamızın da bir etkisi olabilir). Adeta krallara layık bir kahvaltıydı. Kahvaltıdan sonra buluşma alanına doğru yola çıktık.
Buluşma yerine geldiğimizde diğer arkadaşlarımızla kaldığımız aileler hakkında konuştuk. Her ev birbirinden güzel, her aile birbirinden misafirperverdi. Konuşmalarımız biterken akşamki rahat uykunun ve sabahki mükemmel kahvaltının verdiği enerjiyle günün programına geçtik. Bugünün programı Kazakistan’dan gelen bir izci grubuyla tanışmamızla başladı. Ardından Wiesbaden’ın yeşil yüzünde kısa bir yürüyüşle şehrin küçük ama sevimli merkezine ulaştık. Burada merkezi kadar küçük olan bu sıcak şehri turlamak için bir tur trenine bindik. Bu yolculuk sırasında herkes şehrin tarihi ve eşsiz yapısıyla büyülendi. Buradaki ilk durağımız Wiesbaden’ın Rus Ortodoks Kilisesi’ydi. Ormanın ortasında tipik bir Ortodoks kilisesiydi. Sonrasında 
turumuzu tamamlamak üzere trenimize tekrar bindik.

Turumuzu tamamladıktan sonra parkta öğlen yemeği yedik. Yemekte Alman arkadaşlarımızın hazırladığı nefis makarna salatası vardı. Yemeklerimizi bitirip programa Kazak arkadaşlarımızla oluşturduğumuz gruplarla şehirde küçük bir Stadt-Rally’ye geçtik. Bizim grup Büşra, Şimal, ben ve 2 Kazak izciden oluşuyordu. İlk başlarda iletişim kurmakta zorlansak da, tur ilerledikçe sohbet etmeye başladık. Şehri daha iyi tanıdığımız bu iki saatin sonunda parkta buluşup dağıldık. Bizim ev ahalisi, Batuhan, Umut ve Pablo olarak akşam yemeği için parkta mangal yapmaya karar verdik. Mangalı hazırlayıp yemeklerimizi yedikten sonra evlere dağıldık. Eve geldiğimizde hepimiz günün yorgunluğuyla yataklarımızın yolunu tuttuk. Bu güzel şehirde geçirebileceğimiz en güzel günlerden birini de bu şekilde sonlandırmış olduk.

Görüşmek üzere,
Uğur Ekmen’15