5 Ağustos 2013 Pazartesi

24 Temmuz- Wiesbaden

Merhabalar,

Wiesbaden’da bugün 2. Günümüz. Bugünün planında Frankfurt’u gezmek vardı. Sabah kalktığımızda öncelikle hepimiz birer duş aldık. Kahvaltı için aşağı indiğimizde karşımızda mükemmel bir masa vardı. Şu ana kadar yaptığımız en iyi ve en zengin ve en muazzam ve en büyüleyici... sanırım masayı övmeyi bitiremeyeceğim. Masada kısaca yok yoktu. Daha sonra buluşma saatini yanlış bildiğimizi öğrenip aceleyle evden çıktık.

İstasyona vardığımızda Steinadler’den iki kişinin bizi beklediğini gördük. Grup çoktan gitmişti. Bizim gibi geç kalan Hakan’ların da bize katılmasıyla yola çıktık. Frankfurt’ta grupla buluşup Main Tower’ın terasından manzarayı seyrettik. Bütün Frankfurt ayaklarımızın altındaydı. Bir sürü fotoğraf çektirdikten sonra aşağı indik. Main kıyısına kadar şehrin içinden yürüdük. Kıyıya vardığımızda yanımızda getirdiğimiz pretzelleri ve peynirleri yemeğe başladık.

Yemekten sonra ise Frankfurter Dom’a gittik. Yeni gotiğin önemli eserlerinden biri olan bu katolik kilisesi gerçekten etkileyiciydi. Burayı da gezdikten sonra alışveriş merkezine gidip yarım saat etrafta gezindik. Yarım saat sonra ise herkesin buluşma yerine gelmesiyle trene doğru yola çıktık.

Tren yolculuğunun ardından Wiesbaden’a vardık. Yarın kamp olması sebebiyle hazırlık yapmamız gerektiğine karar verdik ve eve döndük. Eve girdiğimizde odamıza çıktık ve eşyaları bırakıp biraz soluklandıktan sonra yemeğe indik. Yemek her zamanki gibi muhteşemdi ve hepimiz yine tıka basa doyduk. Yemekten sonra çoktan yıkadığımız kurumuş çamaşırlarımızı alıp odamıza çıktık.

Çanta hazırlama işine girmeden evinde kaldığımız Holger ile beraber biraz internette takıldık. Daha sonra kamp hazırlıklarımızı yapmak üzere odamıza çekildik. Yarın uzun bir kampın başlangıcı bizi bekliyor bu yüzden şimdi hazırlanmalıyız.

Wiesbaden’dan sevgiler

Uygar Tarakcı’14 

1 yorum:

  1. gene çok DUŞsal bir yazı olmuş...))
    Yemekler konusundaki memnuniyetiniz sanırım en çok annelerinizi memnun ediyordur.Kendi adıma konuşuyorum biz(ben)babalar ise daha cok nereleri gezdiniz,neler gördünüz konusuna daha fazla ihtimam gösteriyoruz sanırım.Yazıda günün cok aktif geçtiği ,nerdeyse boşa gecen saniyenin olmadığı anlaşılıyor ama bu kadar aktivasyon bir fotoğrafla süslensin isterdim doğrusu.Hadi frankfurt ve ahalisini resmedemediniz hani şu çorap olayını bari resimleseydiniz.BİR ÇORABIN HİKAYESİ,yada BİR ÇORABIN BAŞINA GELENLER olarak yayımlayabilirdiniz onu.Yazıda çoraba ayrılan bu özel bölüm beni sizin çoraplara nasıl DUŞ aldırdığınız ve saatler sonra kurumuş halde görünce yüzünüz de olan sevinci görme isteğine yöneltiyor..
    PRETZEL VE PEYNİR tadında paylaşımlar dileği ile ..
    ykö.88

    YanıtlaSil