1 Ağustos 2009 Cumartesi

Sakarya Kampta!..

Merhabalar,

Kampa hareket ettigimiz gunden beri internet ve elektrik imkanimiz olmadigindan gunlugumuzu guncelleyememistik. Bugun sehire inme imkani bulduk ve kafilemizden haberler iletme sansini da yakaladik.

Kampa 29 Temmuz ogleden sonra vardik. Hava son derece guzeldi. Cadirlarimizi kurduk ve aksam yemegi yedik. Soforlerimizden biri Istanbula dondu. Suresi dolan schengen vizesini yenileyip bize kamp sonunda katilacak. Bizle kalan soforumuzu de kampta 10 gun boyunca yemek ve diger ihtiyaclarini karsilamasi zor olacagindan tren ile munihe sirketin evinde kalmak uzere geri gonderdik.

2. gun izci tesisleri ve acilis toreniyle gecti. Ne yazik ki acilis toreninde moralimizi bozan bir olayla karsilastik. Kampa katilan yabanci ulkeler sayilirken turkiye ve amerika unutuldu. Bu olay tum kafilenin keyfini kacirdi. Kotu niyet oldugunu hic dusunmesek de kamp yonetiminden sorumlu biri gelip bizden ozur dileyene kadar kamp aktivitelerine katilmayacagimizi soyledik. Ayni gun kamp muduru bizzat gelerek konuyla ilgili ozur diledi ve bizlerle sohbet etti.

Ekibimiz bu olayi unuttuktan sonra kampa kaldigi yerden ayni heyecanla devam ediyor. Almanlarin dahi alisik olmadigi uzere kamp basindan beri henuz yagmur yagmadi ve ortalik camur olmadi. Gerci ekibimizin neredeyse tamami bu duruma da hazir cunku hepimiz berlinden plastik cizmelerden aldik. bazilarimiz cizmeleri gunesli gunlerde de giyerken bazilarimiz da ise yarayacagi gunleri bekliyor.

Dun gece uluslararasi misafirlerin gecesiydi. Kamp alaninda bir fuar kuruldu ve her ulkeye bir stant verildi. 8de baslayan program 11e kadar devam etti ve turk standi onunda uzun kuyruklar olustu. ayni zamanda kamp alaninda kurulan sahnede bize ayrilan surede kolbasti dansi oynayan izcilerimiz tum izleyenleri costurdu. Gosteri sonrasi dansi ogrenmek isteyen alman izcilere figurler gosterildi. kamp alaninda kendince kolbasti oynamaya calisan kalabalik alman izci gruplari gormek mumkundu.

Bugun ise kamp alani yakinindaki triyer kasabasina geldik. burasi almanyanin en eski yerlesim yerlerinden biri. Bu kampta izci gruplarinin kamp icerisindeki birgunu kendi istedikleri sekilde planlama sanslari da var.

Bunun disinda hava durumu ile ilgili bir sikintimiz yok. Yemekler ev sahibi ekip tarafindan hazirlaniyor ve hem guzel hem de yeterli.

Kampta cok iyi bir posta sistemi var. Mektup veya kart gondermek isteyen velilerimiz 8 agustosa kadar asagidaki adresi kullanabilirler:


Alici adi soyadi
Die drei fragezeichen /Stamm Sakarya
BdP-Bundeslager 2009
55767 Buhlenberg / Almanya

Yeniden gorusmek uzere...

erinc...


Not: Bugunden itibaren herhangi bir yere uye olmadan da gunlugumuze yorum yazabilirsiniz.

28 Temmuz 2009 Salı

27 Temmuz - Münih




Önce Deutsches Museum(Alman Müzesi)’u ziyaret ettik. Müzede pek çok alana özel bölümler vardı; ancak bizim ilgimizi en çok “Elektrik Bölümü” ve “Yapay Şimşekler” çekti.

Bilgi dolduktan sonra sıra doğadaydı. “Englischer Garten(İngiliz Bahçesi)” ın engin yeşilliğinde dolaşıp, dinlendik. Günün geri kalan kısmını arkadaşlarımızla Marien Platz(Marien Meydanı)’ta gezerek geçirdik. Günü lezzetli pizza ve pasta ile kapattık. Akşam yemeğinden sonra langırt partisi ile eğlendik, kimileri ise “Harry Potter ve Melez Prens” filmine gittiler. Yarın da Münih sokaklarını eskitmeye devam edeceğiz.

26 Temmuz 2009 Pazar

26 Temmuz - Münih

Kampa 3 gün kala Almanya'daki ilk durağımız olan Münih'deyiz. Her sabah olduğu gibi bu sabah da saat 7 sularında uyandık ve kahvaltımızı yaptık. Bugün bizi yorucu bir gün bekliyordu. Ljublijana'daki dağ evimizden ayrılıp Münih'deki izci evimize doğru yol alacaktık. Planımız olan Avusturya gezisini iptal edip Avusturya'dan transit geçerek yaklaşık 7 saatlik bir yolculuktan sonra Münih'deki izci evimize vardık. Bu izci evi diğer kaldığımız izci evlerine göre daha geniş ve daha rahattı.Saat 8 sularında akşam yemeğimizi yedik. Güzel bir akşam yemeğinden sonra eğlenmek bizim de hakkımızdı.
Güzel bir müzik ziyafeti çektik ve kurtlarımızı döktük.Bugün bayağı bir yorulmuştuk ve uyuma vakti gelmişti. Hepinize Münih'ten sevgiler.
Enes Avar

25 Temmuz - Slovenya

Gezinin 10. Gününde Slovenya’nın başkenti Ljubljana’dayız. Kuzeye doğru ilerledikçe hava yavaş yavaş serinlemeye ve bizi soğuk Almanya günlerine hazırlamaya başladı. Öyle ki, dün gece çiseleyen yağmur bugün sıcak Ljubljana sokaklarında polar taşıyarak dolaşmamıza neden oldu.
Bu sabah, şehir merkezinden yaklaşık 20 dakika uzakta bulunan dağ evimizden 10 sularında ayrıldık. Otobüsümüzü şehrin hemen dışındaki Tivoli Parkına park ettikten sonra ilk durağımız olan Presernov Meydanı ve Üçlü Köprü’ye doğru yürüyüşe koyulduk. Ljubljana’nın en ünlü şairinden adını alan bu meydan bir nevi buluşma noktası; lakin canlandırmak gerekirse bizim okul bahçesinin üçte biri boyutunda. Zaten Ljubljana da Ataşehir’den daha küçük bir yer. Daha sonra saat başında kuklaların ufak bir gösteri yaptığı bilgisini edindiğimiz kukla tiyatrosuna ilerledik ve 15 dakika sonunda saatten sadece kendilerini gösterip kaybolan kuklalara üzüntülerimizi ilettik. Beraber görülecek sadece kale kalmıştı. Cam bir odadan oluşan funikülerle kaleye çıktık, güzel havalarda tüm Slovenya’nın üçte birinin göründüğü efsanesinin hızla yayılan kuleye çıkıp bol bol fotoğraf çektik. Ardından da 20 dakikalık bir 3D sunumla Slovenya tarihi hakkında bilgilendik.
Serbest zaman başladığında Old Town’un güzel meyve sebze pazarı ve hoş hediyelikçilerinden hızla uzaklaşıp beni bekleyen özel göreve ilerlemem gerekiyordu. Ljubljana’nın o kadar da küçük olmadığını ve en az şehir kadar büyük alışveriş merkezlerinin İstanbul gibi burayı da sardığını işte o zaman fark ettim. Akşam ki çılgın yemek alışverişi de en az gezi kadar keyifliydi. Otobüse geldiğimizde ise hemen hemen herkes uyuyordu. “evimize” erkenden gelmenin ve köfteli patatesli kavunlu pastalı bir yemeğin mutluluğu ve dillenmişliği de erkenden (10:30) yatmaya karar verdik. Yarın artık esas hedef Almanya’ya doğru yola koyuluyoruz.
Serin Almanya sokaklarından sıcak haberler vermek dileğiyle, görüşmek üzere
Sakarya İzci Grubu Liderlerinden,
Nur BULUT

Bilgilendirme

Merhabalar,

1) İnternet sitemize artık http://nerede.sakaryaizcigrubu.org adresinden de ulaşabilirsiniz.

2) Planımızda ufak tefek değişiklikler olmakta şu anda Avusturya'da mola yerindeyiz Münih'e 184km kaldı. 2 gece Münih'teki izci evinde kalacağız.

3) Şehirlerdeki ayrıntılı fotoğraflara http://picasa.sakaryaizcigrubu.org adresinden ulaşabilirsiniz.

4) En son roma fotoğraflarını yükledik, tıklayınız.

24 Temmuz - Slovenya



Ljubljana’dan(Piran) kucak dolusu sevgiler;
Geziye başladığımızdan beri ilk defa tek gün de olsa çadırlarımızda uyanarak güne merhaba dedik. Geleneksel saatimiz olan sabah 7’de uyandık ve yarım saat içinde eşyalarımızı toplayıp daha sonradan düzeniyle ödüle layık görülen kahvaltımıza başladık. Birkaç saat içinde kamp alanını da toplayıp güzel ve küçük şehrimiz Piran’dan yola çıktık. Ljubjana yolunda ilerlerken manzarasıyla göz kamaştıran Bled Göl’üne uğradık. Gölün çevresindeki yeşil alanda öğle yemeğimiz yedik ve sonra masmavi suyuyla Bled Gölü’nde yüzmeye başladık. Kimse çıkmak istemese de fotoğraflarla yaşadığımız eğlenceli dakikaları ölümsüzleştirdik ve parkın çevresinde yürüyüşe çıktık. Gitmeye yakın kimimiz gölün farklı bir yerinde tekrar suya girdi, bir kısmımız da değişik bir eğlence tarzına yöneldi. Teleferikle bir tepeye çıktık. Oradan rayın üstündeki kendi yönettiğimiz hız araçlarıyla(Sommerrodelbahn) aşağıya kaydık. Tepede herkesin görmesi gereken bir manzara ve yaşanması gereken o muhteşem kaydırak deneyimi vardı. Yaşadığımız güzel bir günden sonra Ljubljana’da 2gece kalacağımız dağ evimize geldik ve birazdan doğanın kucağımdaki evimizde akşam yemeği yiyeceğiz.
Tekrar sevgilerle…
İrem HATİPOĞLU

23 Temmuz - Slovenya

Slovenya’dan merhabalar..

İlk durağımız Stanjel’di. Slovenya’nın küçük, sessiz, manzarası güzel bir köyü. Sabah yedi buçukta vardığımız köyün bol çiçekli bir bahçesinde kahvaltımızı ettik. Köyde bir de Türklere karşı koymak için yapılmış bir kale vardı ama o saatte açık olmadığı için gezemedik. Köyü dolaştıktan sonra otobüsümüze binip tekrar yola koyulduk.

Bir sonraki durağımız Avrupa’nın 2. büyük mağarasıydı. Mağarada 2.5km’lik bir tura katıldık. Roma’nın mimari ve sanat eserlerini gördükten sonra doğanın değişik şekillere sahip eserlerini görmek gerçekten heyecan vericiydi. Bu keyifle, heyecanlı, coğrafi gezinin ardından artık evimiz gibi gördüğümüz otobüsümüze bindik ve Piran’da konaklayacağımız izci evine vardık.

Bir haftadan beri ilk kez çadırda kalacaktık. Biz çadırları kurup kamp düzenini sağlarken nöbob(nöbetçi oba) da öğle yemeğini yapıyordu. Yemeğimizi çabucak yiyip, denize indik. Adriyatik Denizi’nin tuzlu ve sıcak sularında 1.5 saat yüzdükten sonra 20 Cent’lik duşlarda 30 sn’lik duş aldık ve izci evine döndük.

Akşam yemeğine kadar olan boş vaktimizde azıcık şekerleme yaptık, güreştik ve omuzlara masaj yaptırdık. Akşam yemeğimiz ateşte piştiğinden özlediğimiz isli kamp yemeği tadındaydı. Yemekten sonra ise Slovenya’nın bu küçük şirin şehrinde kısa bir gezinti yapıp, bir günü daha mutlu ve gülen yüzlerle bitirdik.

Geriye kaldı 30 gün…

Enes ERYILMAZ