Alplerden merhabalar,
Gezinin başından beri
ilk kez hiç uyanmadan, deliksiz uyudum. Nöbetçi oba olduğumuz için erken
kalkıp, kahvaltıyı ve öğle yemeklerini hazırlarken bile hiç zorlanmamıştık
çünkü karşımızda uzanan Alpler ve Kandersteg’in temiz havası bunu engelliyordu.
Kahvaltıdan sonra burada yapabileceğimiz yürüyüş ve diğer aktivitelere bakmaya
koyulduk. Birbirinden cazip birçok seçenek vardı. Biri Alplerin arasında kalan
muhteşem bir göle, bir diğeri ünlü peynir ve çikolata fabrikasına, sonuncusu
ise teleferikle çıkılan bir noktadan başlayan uzun bir hike’tı.Grubun
büyük bir kısmı gölü seçerken ben,
Beste,Zeynep, Uğur, Şimal,liderler ve son sınıflar en zorlu hike’ı seçtik.
Alplerin arasındaki izci cenneti |
Uzun süreceği için
10 dakika içinde acil olarak değil ama çabuk çabuk hazırlanarak teleferiğe
doğru yola çıktık. Teleferik gerçekten bazılarımız için çok korkunçtu çünkü çok
dik bir tepeye çıkıyordu. Bazı liderlerimiz ve bazı arkadaşlar gerilim dolu
anlar yaşasalarda sonunda yürüyüşe iki ayrı ekip olarak başladık.
Schwarenbach Hikeına çıkan grubun teleferik çalışmadan önceki mutlu anları |
Schwarenbach Hikeına çıkan izciler zorlu parkura başlamadan ve gruplara ayrılmadan önce |
Rotamız çok
güzeldi. Bana göre zaten Alplerin yanında olan bir şeyin kötü olma ihtimali
yok. Hava biraz soğuk olsa da zirvesinde hala kar olan Alplerin, vadilerin ve
akarsuların manzaraları ve havanın o temiz kokusu “İyi ki bu rotayı seçmişiz.”
dedirtti. Başta zorlu olduğu için çekinsek de yol boyunca o kadar çok eğlendik
ki, iki dakikada bir durup içimizden birisi “İyi ki geldik ya, şuna bak çok
güzel.” Diyerek başka bir dağı, başka bir nehiri gösteriyordu. Uzun bir yokuştan sonra tarihi bir otele
vardık ve bizden önde giden ekiple orada buluştuk.Soğuktan , Can liderimizin
değimiyle patates olmak üzereydik. Ünlü ev yapımı keklerini ve soğuktan üşümüş
olan yanaklarımızı ısıtmak için sıcak çikolatalarımızı içtik. Haliyle diğer
ekipten “birazcık” yavaş olduğumuz için ve aslında biraz daha uzun bir
patikadan gelmememiz gerektiği için bizi önden gönderdiler. Biz de gelirken
girmediğimiz ve ormanın içinden geçen, bol bol siyah hiperaktif kertenkeleleri
ve çirkin ördekleri gördük. Dönüş yolu hayli uzun ve dik bir patikadan
geçiyordu. Ancak bu zorlu yolu da çok eğlenerek aştık. Ekibimiz iyi olsa gerek.
Yalnızca biz değil, diğer ekipler de oldukça eğlenmişti. Yeni bir ekip Heim’a
gelse diğerleri hemen çektikleri manzara fotoğraflarını gösterip yürüyüşlerini
anlatmaya koyulmuştu bile. Herkesin yüzünde bir yorgunluk vardı ama geçirilen
keyifli zamanın mutluluğu daha çok belli oluyordu. Akşam yemeğine kadar
isteyenler voleybol oynadı isteyenler havuza girdi.
Oeschinnensee Hikeına çıkan izciler gruplara ayrılmadan önce |
Oeschinnensee'nin nefes kesen manzarası |
Ben ve obam ise akşam
yemeğini hazırladık. Bizimki de şans işteJ Akşam yemeğinden sonra ünlü peynir fondüsünü denedik ve Kandersteg merkezine
geleneksel bir koroyu dinlemek için indik. Oldukça huzur vericiydi. Şu an Heim’a
geri döndük ve herkes sabaha kadar uyumama planları yapıyor. Çünkü burda son
gecemiz ve kimse ayrılmak istemiyor hatta aksine bir kaç gün daha kalmak
istiyoruz. Burası havasıyla,suyuyla, dünyanın pek çok yerinden tanıştığımız
izcilerle bizi gerçekten çok etkiledi. Yeni dostluklar edindik, bir izci olarak
en çok yaptığımız aktivite olan Hike’ı Alplerin arasından geçerek yürüdük.
Yarın sabah erkenden kalkıp buraya veda edeceğiz ve Paris’e doğru yola
çıkacağız.
Bizden ayrılmayın J
Ayşenur Özcan’16