Herkese Alplerin yakınından sevgiler,
Gözlerimizi otobüse Fransa sınırında açtık. Önümüzde
Avrupa’nın en büyük dağlarından biri olan Mont Blanc dağı uzanıyordu. Dağın
içinden geçmek için 11.2 kilometrelik dünyanın en uzun otomobil tünelini kat ediyoruz.
Defalarca uyanmama ve tekrar uyumama rağmen açık havaya çıkamamıştık. Sonunda
ışığı gördüğümüzde hayatlarımızın en büyük ve görkemli manzaralarından biriyle
karşılaştık. Ay üste yazmayı unutmuşum gece 2’de otobüsten inip Cenova
Kalesi’nin önünde hazır çorbalarımızı ve ardından sıcak çaylarımızı içip şehrin
manzarasını hayranlıkla izledik.
Sabah 11 gibi Annecy (Ansi) isimli sevimli bir kente gittik.
Kahvaltı ettikten sonra sandviçlerimizi hazırladık ve büyücüleyici manzarasıyla
ünlü gölde serinledik. Grubun büyük bir bölümü voleybol oynarken, ben bu oyunu
pek sevmediğimden çimenlerin üstünde güneş ve manzaranın tadını çıkardım.
Yaklaşık 1.5 saat sonra otobüse binip, sandviçlerimizi yiyerek Cenevre’ye doğru
yola çıktık. Yolda hiçbir ilginç olay yaşanmadı. Kısa bir süre sonra izci evine
vardık ve bahçeye çadırlarımızı kurduk. Komşumuz olan Belçikalı izciler yarın
uzun bir yürüyüşe çıkacakları için sessiz olmamızı istediler. Biz de çok anlayışlı
olduğumuzdan çıt çıkarmayacağız. Dağların içinde hızlı tren hattının yanında
kurulu izci evi aynı filimlerdeki gibi. Tahta bir klübe ve medeniyetten uzak
harika manzarasıyla adeta bir cennet. İtalya gibi sıcak bir ülkeden sonra
Alplerin eteğindeki bu ülkenin iklimini garipseyenler oldu. Şu anda ben de bir
yanda voleybol oynayan, bir yanda futbol oynayan ve bir yanda çok yorgun
oldukları için oturup sohbet edenleri izlerken oturup günlük yazısını
yazıyorum. Duşa girmeyi düşünüyordum ama sıra çok uzun ve hava çok soğuk
olduğundan bu kararımdan caydım. Soluma baktığımda yanan ateşi, sağıma
baktığımda ise çadırları görünce aklıma yıl içindeki kamplar geliyor. Şimdi ise hava karardığından güneş gözlüğümü
çıkarıp kafa fenerimi takmaya gidiyorum. Yarınki Cenevre turu için çok
heyecanlıyım. Bu yazıyı daha fazla uzatırsam defteri elimden alacaklar...
Zeynep Demirsoy’16-Annecy, Cenevre
Biliyor musunuz Ansi-Cenova günlüğünü okurken şunu hissettim bunu jesin Zeynep yazmıştır,niye bilmiyorum yazının sonuna geldim duşa girecektim vazgeçtimi okudum kesin Zeynep dedim.Annelik böyle bir şey.Hepinize sevgiler,Ha bu arada Zeynepcim duş dedinde saçlar ne alemde,taranabiliyor mu
YanıtlaSilGünaydınnn
YanıtlaSilSiz Kartal,Pendik minübüs hattı gibi ülke ülke gezerken bende magirusun motorunun üstüne oturmuş bir şekilde sizin gözlerinizden ve yorumlarınızdan oraları hayal ediyorum.(korkmayın piston aşağı demeyeceğim).sanırım şu anki bulunduğunuz yer gerek yeşili ,gerek havası tüm doğal güzelliği ile olmak isteyeceğim en fovori mekan..
Ayrıca sizin güzergahınızı izlerken bir yandan oynadığım oyun candy crush aklıma geliyor.Tıpkı onun gibi kademe atlıyorsunuz.pizza diyarından,çikolata diyarına geçiş yaptınız.Ben çikolata diyarında çok zorlanmıştım umarım siz zorlanmazsınız. (Pizzaları yerken!! hiç zorlanmadınızda, çikolatada mı zorlanacaksınız...!!)))bu alplerden gelen kücük bir taş !tı...))
Bütün Sakarya üyelerine her mekandan bol yıldızlı geçişler , milka ineğinin kalbi gibi sıcacık kalmanız dileği ile..
önemli not;Hala Israrla Will Simith muamelesi görüyorum,BEN ROBOT değilim ya..))
HAVALAR NASIL OLURSA OLSUN !....YETER Kİ SİZİN HAVANIZ GÜZEL OLSUN . Sizden gelen her keyifli haber buraların havasını çoookkk güzel yapıyor.......
YanıtlaSil