Bugün Stammes Tag (İzci Grubu Günü)'ımız olduğu için kardeş izci grubumuz Hubertus ile Trier'e geziye gittik. Sabah kahvaltıda grubun yarısının acı çektiği ekşi ekmekli ama gerisi evdeki kahvaltılara taş çıkaran öğünümüzü yedikten sonra herkes hazırlıklarını tamamladı ve otobüse doluşup, yola çıktık.
Aslında kampın başında dışarıya gitmek bizim için biraz şanssızlıktı, çünkü kampın havasından uzaklaşacaktık. Ama Trier'e gidince buna değebileceğini düşündüm.
Saat 13'te tekrar buluşmak üzere en az üç kişilik gruplarla dağıldık. İsteyen sadece dükkanları gezip internet cafeye gitti, kimiyse benim gibi bir daha belki hiç göremeyeceği bu şehri gezmeyi tercih etti. Gezdiğimiz birçok yer gibi Trier de büyüleyici yapılarla dolu bir şehir.
Öğle yemeği için buluştuğumuzda sadece muz ve elmalarla karşılaşınca çok şaşırdık. Aslında hayalkırıklığı ve açlığın zirvesindeydik. Daha sonra verilen boş vakitte herkes bir şeyler yemeye koştu.
Akşam kampa döndükten sonra ağzımızın sularını akıtan akşam yemeğimizi yedik. Yemeğin sonunda herkes aylar öncesinden gitmek için programımıza yazdığımız Kasachischer Abend (Kazak Gecesi)'a gideceği için heyecanlıydı ama daha sonradan Jurte'de beraber vakit geçireceğimiz söylenince liderler küçük bir başkaldırmaya maruz kaldılar. Sonunda Hubertus'la beraber gitmeye karar verildi ve sorun çözüldü. Ama giderken benim de dahil olduğum bir grup cafelerden birine şarkı söylemeye dalınca haksız bir yere geri gönderildik çünkü hepimiz de serbest bırakıldığımızı zannediyoruk.
Akşamsa herkes verilen serbest vakitte cafelere gidip eğlendi yada yorgun olanlarımızsa uyumayı tercih etti.
Beyza Kartal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder