16 Temmuz 2009

O büyük tecrübe, tabi çoğu izci için izcilik hayatları boyunca yaşayacakları apayrı, daha önce deneseler bile düşünemeyecekleri o büyük organizasyon, Avrupa gezisi (tabi içinde yine aynı önemde bundeslager).Gezimiz saat sabah 5’te okulda toplanıp bir gece önceden gelmiş otobüsümüze yüklendikten sonra saat 6 da tekerin dönmesiyle başladı. Türkiye topraklarında güle oynaya geçirdiğimiz yolculuğumuz İpsala ve Meriç ırmağını geçtikten sonra daha da heyecanlanmamıza sebep oldu. Aynı denizi paylaştığımız komşumuz kültürel olarak da bize yakındı ve bize sevecen davrandılar.Öğle vakti Kavala’ya vardık. Kavala yeşiliyle, mavisiyle , beyaz şirin evleriyle, kalesiyle güzel bir liman kenti. Bana birazcık bodrumu hatırlattı. Zamanımızın kısıtlı olması sebebiyle önceden planladığımız gibi denize giremedik ama kenti dolaşacak bir buçuk - iki saatimiz vardı. Kavurucu güneş altında çok enerji kaybettik ve kendimizi otobüse zor attık. Otobüsümüz gerçekten konforlu havası ılıman. Hiç kimseden “ah çok sıcak!” lafı duymadım.

Akşama doğru Selanik’e vardık ve buradaki denize sıfır tesise (heim’a) çantalarımızı, eşyalarımızı yerleştirdik. O sırada yunan deniz izcileri deniz kenarında bir sürü ahşap tekne arasında tekneleri inşa ediyorlardı. Çok çalışkan ve istekli görünüyorlardı. Bizlere kardeşçe ve sevecen davrandılar. Bazı arkadaşlar fularlarını değiştirdiler, uzun süre sohbet ettik. Bu büyük macerada ilk günümüz çok eğlenceli, aynı oranda yorucu geçti ama izci yorulmaz! Tadını çıkaracağımız 37 gün daha var!Sevgilerimle,
Sina BİRECİK

Liderlerin notu:

- Yunanistan sınırında rüşvet vermeyi planlarken sınır amiri tarafından kek ve kola ikramıyla karşılaştık.

- Kaldığımız izci evimiz klimalı ve denize sıfır, 60 kadar Yunan Deniz İzcisi yarın çıkacakları 15 günlük deniz kampına hazırlanıyorlar.

- Akşam pilav-tavuk yedik.

- Bugün 23.15'e kadar herkes izinli. Yarın sabah 7'de kalkıp hemen hemen tüm günümüzü Selanik merkezinde geçireceğiz.