14 Ağustos 2009 Cuma

4-5 Ağustos - Bundeslager 6.7. Gün (Hayk)

Bundeslager'in en çok beklenen aktivitesi sonunda gelmişti. Sakarya'dan 4 oba hajka, 1 oba da Workcam'e katılmıştı. Alelacele eşyalarımızı toplayıp kahvaltımızı yaptıktan sonra otobüslere doğru yol aldık. Otobüsten bizi durağa indirdiklerinde ilk yarım saatimizi Hike-book'u anlamaya verdik. Olmayınca vazgeçip yola koyulduk. Hike'ın bizi yormayacağını biliyorduk, ama bu kadarını da beklemiyorduk. 10'ar dakikada vardığımız duraklar, toplam 20 kilometrelik bir parkur ve Türkiye'de alıştığımızın aksine yokuşsuz, dümdüz bir yol! Her durduğumuz yerde oyalanmamıza rağmen 17:00'da kampa en yakın yer olan Birkenfeld'e varmıştık. Yol boyu Türkischer Abend'dan kalan cezerye ve acukaları yediğimiz için sıcak bir yemek arıyorduk. Koskoca Birkenfeld'de sıcak yemek satan doğru düzgün bir yer bulamamıştık. Marketten abur cubur alıp tek açık gördüğümüz yer olan pizzacıya gittik. Pizzacıda yemeğimizi yedikten sonra kalacak bir yer aramamız gerekiyordu. Kampa giden yolda olabileceğini düşünüp bir dondurmacıya yolu sorduk. İşte o an, hike'ın dönüm noktasıydı.

Bir çift bizi görüp evine davet etti. Karı koca bisikletle kampı ziyaret edip, evlerine dönerken dondurma almak istemişler ve şans eseri bizimle karşılaşmışlardı. Hepimiz yüzümüde kocaman bir sırıtışla evin yolunu tuttuk. İnanamıyorduk bu kadar şanslı olduğumuza; ama bu daha bir başlangıçtı. Ev triplex bir villaydı ve görünce gözlerimiz kamaşmıştı... Ve sonunda rüyalar evine ayak basmıştık. Ev sahibi bizi alt katta sauna odasına götürdü; biz de şaşkın şaşkın bakıyorduk. Bir anda banyoyu gördük ve hepimiz çılgınlar gibi zıplamaya başladık. Dile kolay; sıcak su ile duş imkanı... Tam o anda ev sahibi 6 havlu ve bir sürü şampuanla yanımıza geldi. Sıcak duşumuzu alıp tertemiz olduktan sonra, yukarı kata ailenin yanına çıktık. İnanılmaz bir evdi. Ev sahipleri o kadar yardımseverlerdi ki, tüm hike sorularını, görevlerini birlikte yaptık. İnanılmaz bir şekilde her şey tıkır tıkır işliyordu. Ama bir yandan da eğleniyorduk: bilardo, langırt, internet, harika gitarlar; tam bir hayal eviydi... Ama vakit geç oldu ve yatmaya gittik. Sabah uzun zamandır özlediğimiz muhteşem bir kahvaltı yapıp, buruk bir sevinçle kampa döndük...

Batuhan Solmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder