19 Ağustos 2009 Çarşamba

17 Ağustos - Prag

Prag’ daki ikinci ve son günümüzden merhabalar. Saatim 7’ yi gösteririken bizler enfes akşam yemeğimizi yemiş izci evimize bizi ziyarete gelecek Çek İzcileri beklerken, sizler pek muhtelemelen yazın 8’de başlayan ana haber bültenlerinin başında yada balkonda karpuz peynirlerinizin başında gün sayıyorsunuz. Aslını söylemek gerekirse ben de gün sayıyorum ama biraz aksi hislerle denebilir. Bir yandan şu sıcak mevsime rağmen taşını ve toprağını bile özledim evimin ancak diğer yandan da döndüğümde BULA- ailemizden şimdiye nazaran uzak hayatıma nasıl adapte olacağım sorusu sadece 5 gün kaldı demek diye düşünmeme sebep olmuyor değil. ( sevgili Şahin ailesi siz böyle dediğime bakmayın 39.gün kimse beni burada tutamaz) Biraz bugünden bahsedelim: Sabah evimizden ayrılıp Prag’ ın görülmeden gidilmezlerinden denilen kalesine çıktık. 12’de kalenin güzel bir mimariye sahip binalarının önünde izlediğimiz nöbet değişimi seremonisinden ve daha ilginç olduğunu düşündüğüm 30 yıl savaşlarının başladığı saraydan bahsetmeden geçemeyeceğim. Kaleden çıkmadan hemen önce ufak ufak binacıklarda biz zavallı turistleri kandırmak için satılan Prag’ a özgü eşyalarsa cabası (tabiî ki Sakarya bu tuzağa düşmedi). Kaleden şehir merkezine inip grupça yemeğimizi yedik ve artık Prag’ daki son saatlerimiz için tüm enerjimizle hazırdık. Pis izciler olarak benim de içinde bulunduğum bir grup pazarlarda, dükkanlarda ve şehir meydanlarında dolanırken temiz izciler havuzda yıkanıp yüzmeye gittiler. Prag’ da pek güzel kuklalar var, isterdim ki zamanımız ve imkanımız olsaydı da kukla tiyatrosunu izleseydik. Neyse geldik günün sonuna, yedik doyduk, ateşimizi yaktık. Çek arkadaşlarımızla keyifli sohbetimize geçmek üzereyiz.Gece ise yola çıkacağız, ver elini Budapeşte… Herkesin sağlıklı ve keyifliolduğu bir günden daha selamlar ve sevgilerle

Ezgi Şahin

1 yorum:

  1. Sevgili Sakaryalılar, Artık ne haberler eskisi kadar çekici, ne de karpuz peynirin tadı eskisi kadar güzel. Sizin özleminiz oldukça çoğaldı. Özleminiz o kadar çoğaldı ki yanındaki herşey artık anlamsız. Ara sıra da eşimle kouşurken-çocuklar çok dolaşıp yoruldu. Güzel bir tatili hak ettiler galiba.- diyoruz Ne dersiniz varmı bir program. Durun tahmin edeyim. Program olmasa da niyet var ama bize nasıl söyleyeceğinizi düşünüyorsunuzdur. Ancak birşey söyleyebilimiyim. Sanırım tatili unutun. Hepinizi öpüyoruz. Hasretle bekliyoruz.

    YanıtlaSil