Bugün artık bir gelenek haline geldiği gibi saat 7’de kalkmadım! Çift kişilik kuş tüyü yatağımda uyandım Siegen’daki izci arkadaşımın evinde… Dün gece yatarken kaçta kalkmak istediğimi sorduğunda 8 demiştim. Yorgunluk böyle bir şey olsa gerek, saat 12.30’du uyandığımda…
Yağmur çiseliyor hafiften, biraz da sis var her sabah vapurla okula giderken boğazda olduğu gibi.
İçeriden kızarmış ekmek kokuları geliyor ama yataktan kalkmak istemiyorum bir türlü…
Sonunda bir gayret kalkıp banyoya giriyorum, girmişken sıcacık bir duş, yorgunluk falan kalmıyor. Kahvaltıda ufak ekmekçikler, 5 farklı çeşit peynir, salam ve zeytinler ve benim için özel yapılmış ‘Çay’…
İyice yerleştim artık devasa odama, kendi evim gibi, zaten çok sıcak kanlı ve misafirperver insanlar.
Ormanlık alanında kısa bir tur ve akabinde tüfekle teneke kutu vurmaca… Akşamüzeri tekrar buluştuk, mangal için! Büyük bir partimsi Alman arkadaşlarımızın izci evlerinde…
Gittiğimizde her şey hazırdı zaten, bize sadece yeme işi kalmıştı, başarıyla da yerine getirdik. Sonrası ise neredeyse klasik, ama bir o kadar da şaşırtıcı: Bir grup kurup bulduğumuz topla futbol oynamaya giriştik. Komik :)
Keşke buradan ayrılmasak diyor konuştuğum herkes, tabi 22 Ağustos’a kadar. Evimizi de özledik çünkü.
Selamlar Siegen’dan.
Çağrı Öztürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder